İtalya, yıl 1630
''Sen, Galileo, Floransalı merhum Vincenzio Galilei'nin
70 yaşındaki oğlu; güneşin hareketsiz olduğu ve evrenin ortasında yer aldığı ve
dünyanın hareket ettiği ve ayrıca kendi çevresinde döndüğünü kabul ettiğin, bu
öğretiyi öğrencilerine öğrettiğin, Kopernik'in hipotezini savunarak kutsal
metinlerin gerçek anlamı ve yetkesi aleyhinde bazı önermeler eklediğin için ,
bu kutsal makama şikayet edildin. Yüce Engizisyonun kardinallerinin isteğiyle
güneşin durağanlığı ve dünyanın hareket ettiğine ilişkin iki önermen hakkında Efendimiz İsa Mesih ve onun izzetli annesi
Meryem'in kutsal adını anarak karar veriyoruz ki,
1) Güneşin evrenin merkezi ve sabit olduğu
önermesi saçmadır. Çünkü felsefi olarak yanlış, biçimsel olarak sapkınlıktır;
çünkü kutsal metinlere aykırıdır.
,
2)Dünyanın evrenin merkezi ve hareketsiz olmadığı,
hareket ettiği, kendi çevresinde döndüğü önermesi de saçmadır. İlahiyat
açısından değerlendirildiğinde hatalıdır.
Türkiye, yıl 2017
Genel olarak insanlardaki yaratılış algısına ters
düşen Evrim Teorisi’nin bir teoriden ibaret ve %100 kanıtlanmış bir bilgi
olmadığı, MEB’in müfredatında her zaman ilime dayalı konuların yer alması
gerektiği için müfredattan kaldırılmıştır.
Engizisyon mahkemesinin güneş merkezli evren
teorisini mahkum etmesiyle, Milli Eğitim
Bakanlığının binlerce gözlem, deney ve
ölçümün sonuçlarına dayanan evrim teorisine yaklaşımı arasında bir fark var mı? Bilimsel bir teoriyi değerlendirecek
ehliyeti bulunmayan iki farklı kurumun yüzlerce yıl arayla aynı
yargıya varması ne kadar ilginç değil mi?
İnsanlık tarihi süresince yaradılışla ilgili yüz binlerce
dini anlatı ortaya çıktı. Günümüze konuyla ilgili yazılı, sözel efsaneler, mitler, söylenceler ulaştı. Bilim açısından konuya baktığımızda ise, yaşamın
ve insanların varoluşuyla ilgili binlerce tez, hipotez, teori ve yasa geliştirildi.
Çağdaş insan yaşadıklarını, okuduklarını, kazanımlarını, başka kültürlerden
öğrendiklerini aklın süzgecinden geçirme yetkinliğine ve kendi inançlarını oluşturma özgürlüğüne sahiptir. Diğer yanda,
sanılanın aksine bilimsel teori,
kanıtlanmamış düşünce anlamına gelmez. Tam tersine, bilimsel teoriler uzun süreli incelemeler ve deneyler sonucunda
elde edilen gerçekliği defalarca test edilmiş ve geçerli olduğu her seferinde
anlaşılmış bütünsel bilgilerdir. Tüm
bunlar bir arada değerlendirildiğinde; isteyen, insanın, çamurdan süzülmüş bir hülasadan (özden)
yaratıldığına , isteyen insanın bir evrim süreci sonunda ortaya çıktığına ya da
her iki görüşün sentezinden oluşan bambaşka bir şeye inanır. Uluslararası insan
hakları sözleşmelerinde ve TC. Anayasasında
yer alan din ve vicdan serbestisiyle ilgili hükümler tam da bu özgürlüğü garanti altına almak amacıyla vardır. Dolayısıyla bilim dünyasının en güçlü
teorilerden biri olan Evrim Teorisinin
yüzde yüz kanıtlanmadığını öne sürmek
MEB'nin ne haddi ne de görevidir.
Türkiye, bilimin; 12-14 yaşından küçük çocukların
soyut kavramları yani duyu organlarıyla
algılanamayan, sezgi yoluyla bilinebilen kavram ve varlıkları anlayamayacağı uyarıların
kale almayan, 9 yaşında çocuklara ''seçmeli'' din dersi koyan, evrim teorisini müfredattan
çıkaran çağdışı bir anlayışça yönetilmektedir.
Bu çağ dışı anlayış içinde yaşanılan çağa, kültüre bağlı olarak değişen son
derece göreceli şeriat konusunu müfredata eklemekte bilimsel bir sakınca görmemesi hiç şaşırtıcı değildir. Son analizde Türkiye,
artık bilişsel zamanını yüzlerce geriye almış bir ülke konumundadır. Ancak bu kararları alanlar unutmamalıdır ki, tarih, inancı bilimin önüne konumladığı için karanlık
içinde boğulan ve yok olan toplum örnekleriyle doludur...
"Hayatta en hakiki yol gösterici
ilimdir fendir, ilim ve fenden başka yol gösterici aramak gaflettir,
dalalettir, cehalettir. "
Mustafa Kemal ATATÜRK