Artık bir
sosyal psikoloji laboratuvarımız var; sosyal medya. Burası, farklı yaşam anlayışlarını, insanların bilinçdışını,
gelgitlerini doğrudan gözlem yoluyla irdelemek için harika bir laboratuvar. Tek
tipleştirilmiş, bireysel benliği yok edilmiş; kendi yarattığı simgelerin,
statülerin kölesi olmuş, günümüz insanın gerçekliğin dışına nasıl savrulduğunu,
anormalliklerini nasıl normalleştiğini, gerçek kişiliklerle pazarlanan kişilikler arasındaki derin ayrımı analiz edilebileceğimiz harika bir laboratuvar.
Kimler yok ki
bu laboratuvarda:
Teşhirciler, şehvet düşkünleri sevgili veya seks partneri peşindeki evli
bekarlar.
İş kurmak, iş geliştirmek isteyenler, iş arayanlar.
Düşünce savaşçıları, fikir önderleri.
Nihilistler,
pragmatistler, idealistler, hedonistler.
Siyasetçiler, akademisyenler,
patronlar, çalışanlar.
Komünistler, muhafazakarlar, liberalistler, anarşistler...
Günlük yaşamda
karşılaşılan olgularla sosyal medyadaki olgular önemli oranda örtüşmekle
birlikte gerçek yaşamla sanal yaşam arasında belirgin bir ayrım var. Öyle ki, insanlar sanal ortamda eylem ve duygularını gerçek yaşama oranla çok daha cüretkar sergiliyorlar. Örneğin, makam ve güç tapınıcıları gerçek yaşamda kapalı
kapılar ardında yaptığı yalakalıkları sosyal medyada ulu orta yapıyorlar. Kişisel
çıkar düşkünleri sosyal medya içeriklerini paylaşanın sosyal konumu, cinsiyeti hatta o kişiden beklentileri paralelinde beğeniyorlar ya da beğenmiyorlar. Gerçek yaşamda içe kapanık bir kişilik sanal ortamda saldırgan bir kişiliğe, karşı cinse
yaklaşma korkusu olan bir kişilik gerçek bir tacizciye dönüşebiliyor.
Sosyal.medya aynı zamanda, erkekler de satiriasis, kadınlarda da nemfomani olarak adlandırılan aşırı seks
düşkünlüğü hastalığı mağdurlarının en gözde platformlarından biri. Evli bekarlar, sadık eş maskeli sapıklar bu düzlemi doymak
bilmez şehvetlerini tatmin etmek için kullanıyorlar.
Oysa, sosyal
medya, yeryüzünü daha yaşanır insanları daha mutlu kılacak farklı düşüncelerin, yaşam biçimlerinin tartışılması, siyasetçilerin, akademisyenlerin, sıradan
insanların fikir alışverişinde bulunması, işsizlerin iş edinmesi, girişimcilerin işlerini
geliştirmesi, sanatçıların eserlerini,
akademisyenlerin yayınlarını paylaşması bağlamlarında müthiş olanaklar sunan bir mecra.
Burası
sınırsız, bayraksız, vizesiz, gümrüksüz dünyaya açılan bir kapı; her inançtan,
her ideolojiden insanın kolaylıkla karşılaşabileceği bir buluşma noktası... İnsanın,
siyaset, yaşam, doğa, bilim, dostluk, sevgi, aşk sanat bağlamında düşüncelerini dilediğince ve özgürce açıklayabileceği bir vaha. Umarım bir gün doğruyu, mutluluğu bulmak, daha
güzel bir dünya yaratmak ereğiyle kullanmayı öğrenebiliriz.