''Her geçen gün, her geçen hafta, her geçen
on yıl, bir efendiyi bırakıp, öteki efendiyi göklere çıkaracaksın. Yüzyıllar
boyunca, yaşamın korunması gereken durumlarda kan dökeceksin ve özgürlüğü,
cellatların yardımıyla sağlayacağına inanacaksın; böylece kendini tekrar tekrar
aynı bataklığın içinde bulacaksın. Yüzyıllar boyunca kendini bir şey
sanan laf ebelerinin dediklerini yapacaksın ve yaşam, senin yaşamın, seni
çağırdığında sağır kesilecek duymayacaksın. Çünkü yaşamdan korkuyorsun, küçük
adam, çok korkuyorsun. Yaşamı öldüreceksin, bunu yaparken de liberalizm,
sosyalizm, demokrasi uğruna ya da devlet ulusal onur uğruna ya da din uğruna
yaptığına inanacaksın.
Senin bilmediğin ve de bilmek istemediğin
tek bir şey var: Kendi zayıflığını saatten saate, günden güne yaratmakta olan
sensin; çocuklarını anlamıyorsun, özgüvenlerinin gelişmesine olanak vermeden
öldürüyorsun onları, köreltiyorsun; dimdik ayakta durmalarına fırsat kalmadan
bel kemiklerini kırıyorsun; sevgiyi çalıyorsun, para delisisin sen.
Başkalarına üstün olmak, onları yönetmek,güçlü olmak için can atıyorsun,
iktidar delisisin sen; iktidar olabilmek için kapında köpek besliyorsun.
İşte bütün bunları bilmiyorsun sen küçük
adam.
Yaşamdan korkuyorsun sen!
Belli bir ereğe varmak için her türlü
aracın, aşağılık alçaklıkların, çirkin yöntemlerin geçerli olduğunu sanıyorsun.
Yanılıyorsun: Amaç, ona varmak için
yürüdüğün yoldur. Bugün attığın her adım, senin yarınki yaşamındır. Hiçbir
büyük ereğe, kötü ve aşağılık yöntemlerle varılmaz. Yaptığın her
toplumsal devrim bunun doğruluğunu gösterdi. Ereğe giden yolun
kötülüğü, iğrençliği ya da insancıllıktan uzaklığı, seni de kötü, seni de
insanlık dışı yaptı ereğe varmanı da olanaksız kıldı.
Yüzyıllar süresince yolunu bulamayacaksın.
Yüzyıllar sonra ilk kez kendi içine baktığında varlığının
korkunçluğu ve çirkinliği zayıf bir kıvılcım olarak belirecek. Sonunda yavaş
yavaş gidecek ve karanlıkta el yordamıyla yolunu bulan biri gibi
dostunu-yaşamın sevgi, çalışma ve bilgi üzerine kurulduğuna inanan adamı
aramayı öğreneceksin, onu anlamayı ona saygı duymayı öğreneceksin.
Bundan sonra yaşamın için kitaplığın futbol
maçında daha önemli olduğunu anlamaya başlayacaksın; ormanda düşüne düşüne
yürümenin sokaklarda tören yürüyüşü yapmaktan daha önemli olduğunu,
iyileştirmenin öldürmekten, sağlıklı bir özgüvenin ulusal bilinçten daha önemli
olduğunu ve alçak gönüllülüğün yurtsever ya da yurt düşmanı naralarından daha
iyi olduğunu anlamaya başlayacaksınız...''
Psikiyatri
tarihinin en radikal isimlerden biri olan Wilhelm Reich tarafından yazılan Dinle Küçük Adam
isimli kitabı ilk kez 18 yaşında okumuş ve çok etkilenmiştim. Sonra belirli
aralıklarla tekrar okudum bu eseri. Reich, kitabında, bireysel benliğini
yitirmiş, kendi yarattığı simgelerin kölesi olmuş çağdaş insanın kimlik
bunalımlarını çok etkileyici bir biçemle dile getiriyor. Zamanın ve mekanın
önüne geçmiş saptamaları bugün hala geçerliliğini koruyor.
Reich, hatırı
sayılır bir analist olarak tanınmıştı. Kişisel nevrotik semptomlar
yerine karakter yapısına odaklandı Reich. Hastalarda ortaya çıkan nevrozların
fiziksel, cinsel, ekonomik ve sosyal şartlardan kaynaklı olduğunu savundu.
Ruhsal hastalıkların tedavisinde cinselliği bir tedavi aracı olarak kullandı,
başarı sağladı ancak muhafazakar toplumdan gelen tepkiler üzerine geri adım
atmak zorunda kaldı. Ergenlik dönemi cinselliği, evlilik dışı cinsel ilişki,
doğum kontrol hapı ve kürtaj yolu ile doğum kontrolü ve kadının ekonomik
bağımsızlığını kazanması gibi önemli konulara önayak oldu. Ne var ki, her sıra
dışı düşünür, bilim adamının tarih süresince karşılaştığı barbarlıkla Wilhelm Reich'de tanıştı. 12 Aralık 1941'de
Reich, gece saat 02'de evindeyken FBI tarafından komünist geçmişe sahip
olan bir göçmen olduğu gerekçesiyle tutuklandı ve üç haftadan fazla
tutulacağı Ellis Island'a götürüldü. FBI tarafından Reich'e evinde
bulunan Hitler'in Kavgam,Troçki'nin Hayatım ve
çocuklar için rusça alfabesi kitaplarıyla ilgili sorgulandı. Sonunda, 5 Ocak
1942'de serbest kaldı. Ne
var ki, kapitalist üretim biçiminin bir sonucu olan iki yüzlü ahlak anlayışı ve
onun yılmaz savunucuları Reich'ın peşini hiçbir zaman bırakmadı. Nitekim, 10 Şubat 1954'te, ABD
savcılığı, Reich tarafından geliştirilen orgon akümülatörlerinin eyaletler
arası dolaşımının ve Reich'in bu cihazın reklamını yapan yazılarının
yasaklanması istemiyle dava açtı. Reich, hiçbir mahkemenin onun
çalışmalarını değerlendirebilecek yetkinlikte olmadığını söyleyerek mahkemeye
çıkmayı reddetti. Mahkeme
19 Mart 1954'te, yasaklama kararını Reich'in gıyabında onayladı. Ancak Reich'in
bilgisi olmadan, öğrencilerinden biri olan Dr. Michael Silvert yasaklama
emrini ihlal ederek mahkemece yasaklanmış bazı kitaplarını Maine
eyaletindeki Rengeley Kasabası'ndan New York'a götürdü. Reich ve Silvert
mahkemeye itaatsizlik ile suçlandı. Bir kez daha Reich yasal savunmasını
yapmayı reddetti ve bunun üzerine Maine'de Portland'daki mahkemeye zincire
bağlanmış olarak çıkarıldı. 7 Mayıs 1956'da mahkemeye itaatsizlikten suçlu bulundu
ve iki yıl hapse mahkum edildi. Ayrıca mahkeme Reich'a ait altı ton
ağırlığındaki kitap, dergi ve makalenin yakılmasına karar verdi. Karar New
York'un doğu yakasında 25. Cadde'deki Gansevoort çöp yakma fırınında yerine
getirildi. 20. yüzyılın ortasında üstelik özgürlükler ülkesi olarak
adlandırılan Amerika'da bir insanlık suçu işlendi. Wilhelm Reich 22 Mart'ta Pensilvanya
eyaletindeki, Federal Cezaevi'ne gönderildi. Bu sıra dışı insan bir daha o
cezaevinden dışarıya çıkamayacaktı. Reich,
3 Kasım günü cezaevindeki yatağında ayakkabıları dışında tamamen giyinik halde
ölü olarak bulundu. Orgonon'da orman içinde belirlediği bir araziye gömüldü.
Ölümünde dini tören yapılmasını istemedi, sadece Franz Schubert'in
bestelediği, Marian Anderson'un seslendirdiği Ave Maria şarkısı
çalınmasını istedi. Reich'ın doktor arkadaşlarından Dr. Elsworth F. Baker,
Reich'ın cenazesinde şunları söyledi: "Binlerce
yıldır, dahası son iki bin yıldır insan ırkının kaderini değiştirecek böyle bir
adam dünyaya geldi. Tüm büyük adamlara olduğu gibi; çarpıtma, iftira ve zulüm
onu izledi. O hepsiyle mücadele etti, ta ki organize komplo tezgahı onu
hapishaneye gönderip öldürünceye kadar.''
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder