11 Şubat 2015 Çarşamba

Dinle Küçük Adam

''Her geçen gün, her geçen hafta, her geçen on yıl, bir efendiyi bırakıp, öteki efendiyi göklere çıkaracaksın. Yüzyıllar boyunca, yaşamın korunması gereken durumlarda kan dökeceksin ve özgürlüğü, cellatların yardımıyla sağlayacağına inanacaksın; böylece kendini tekrar tekrar aynı bataklığın içinde bulacaksın.  Yüzyıllar boyunca kendini bir şey sanan laf ebelerinin dediklerini yapacaksın ve yaşam, senin yaşamın, seni çağırdığında sağır kesilecek duymayacaksın. Çünkü yaşamdan korkuyorsun, küçük adam, çok korkuyorsun. Yaşamı öldüreceksin, bunu yaparken de liberalizm, sosyalizm, demokrasi uğruna ya da devlet ulusal onur uğruna ya da din uğruna yaptığına inanacaksın. 

Senin bilmediğin ve de bilmek istemediğin tek bir şey var: Kendi zayıflığını saatten saate, günden güne yaratmakta olan sensin; çocuklarını anlamıyorsun, özgüvenlerinin gelişmesine olanak vermeden öldürüyorsun onları, köreltiyorsun; dimdik ayakta durmalarına fırsat kalmadan bel kemiklerini kırıyorsun; sevgiyi çalıyorsun, para delisisin sen. Başkalarına üstün olmak, onları yönetmek,güçlü olmak için can atıyorsun, iktidar delisisin sen; iktidar olabilmek için kapında köpek besliyorsun.

İşte bütün bunları bilmiyorsun sen küçük adam.

Yaşamdan korkuyorsun sen!

Belli bir ereğe varmak için her türlü aracın, aşağılık alçaklıkların, çirkin yöntemlerin geçerli olduğunu sanıyorsun.
Yanılıyorsun: Amaç, ona varmak için yürüdüğün yoldur. Bugün attığın her adım, senin yarınki yaşamındır. Hiçbir büyük ereğe, kötü ve aşağılık yöntemlerle varılmaz. Yaptığın her toplumsal  devrim bunun doğruluğunu gösterdi. Ereğe giden yolun kötülüğü, iğrençliği ya da insancıllıktan uzaklığı, seni de kötü, seni de insanlık dışı yaptı  ereğe varmanı da olanaksız kıldı.

Yüzyıllar süresince yolunu bulamayacaksın.  Yüzyıllar sonra ilk kez kendi içine baktığında varlığının korkunçluğu ve çirkinliği zayıf bir kıvılcım olarak belirecek. Sonunda yavaş yavaş gidecek ve karanlıkta el yordamıyla yolunu bulan biri gibi dostunu-yaşamın sevgi, çalışma ve bilgi üzerine kurulduğuna inanan adamı aramayı öğreneceksin, onu anlamayı ona saygı duymayı öğreneceksin.

Bundan sonra yaşamın için kitaplığın futbol maçında daha önemli olduğunu anlamaya başlayacaksın; ormanda düşüne düşüne yürümenin sokaklarda tören yürüyüşü yapmaktan daha önemli olduğunu, iyileştirmenin öldürmekten, sağlıklı bir özgüvenin ulusal bilinçten daha önemli olduğunu ve alçak gönüllülüğün yurtsever ya da yurt düşmanı naralarından daha iyi olduğunu anlamaya başlayacaksınız...''

Psikiyatri tarihinin en radikal isimlerden biri olan Wilhelm Reich tarafından yazılan Dinle Küçük Adam isimli kitabı ilk kez 18 yaşında okumuş ve çok etkilenmiştim. Sonra belirli aralıklarla tekrar okudum bu eseri. Reich, kitabında, bireysel benliğini yitirmiş,  kendi yarattığı simgelerin kölesi olmuş çağdaş insanın kimlik bunalımlarını çok etkileyici bir biçemle dile getiriyor. Zamanın ve mekanın önüne geçmiş saptamaları bugün hala geçerliliğini koruyor.

Reich, hatırı sayılır bir analist olarak tanınmıştı. Kişisel nevrotik semptomlar yerine karakter yapısına odaklandı Reich. Hastalarda ortaya çıkan nevrozların fiziksel, cinsel, ekonomik ve sosyal şartlardan kaynaklı olduğunu savundu. Ruhsal hastalıkların tedavisinde cinselliği bir tedavi aracı olarak kullandı, başarı sağladı ancak muhafazakar toplumdan gelen tepkiler üzerine geri adım atmak zorunda kaldı. Ergenlik dönemi cinselliği, evlilik dışı cinsel ilişki, doğum kontrol hapı ve kürtaj yolu ile doğum kontrolü ve kadının ekonomik bağımsızlığını kazanması gibi önemli konulara önayak oldu. Ne var ki, her sıra dışı düşünür, bilim adamının tarih süresince karşılaştığı barbarlıkla  Wilhelm Reich'de tanıştı.   12 Aralık 1941'de  Reich, gece saat 02'de evindeyken FBI tarafından komünist geçmişe sahip olan bir göçmen olduğu gerekçesiyle tutuklandı ve üç haftadan fazla tutulacağı Ellis Island'a götürüldü. FBI tarafından Reich'e evinde bulunan Hitler'in Kavgam,Troçki'nin Hayatım ve çocuklar için rusça alfabesi kitaplarıyla ilgili sorgulandı. Sonunda, 5 Ocak 1942'de serbest kaldı. Ne var ki, kapitalist üretim biçiminin bir sonucu olan iki yüzlü ahlak anlayışı ve onun yılmaz savunucuları Reich'ın peşini  hiçbir zaman bırakmadı. Nitekim, 10 Şubat 1954'te, ABD savcılığı, Reich tarafından geliştirilen orgon akümülatörlerinin eyaletler arası dolaşımının ve Reich'in bu cihazın reklamını yapan yazılarının yasaklanması istemiyle dava açtı. Reich, hiçbir mahkemenin onun çalışmalarını değerlendirebilecek yetkinlikte olmadığını söyleyerek mahkemeye çıkmayı reddetti.  Mahkeme 19 Mart 1954'te, yasaklama kararını Reich'in gıyabında onayladı. Ancak Reich'in bilgisi olmadan, öğrencilerinden biri olan Dr. Michael Silvert yasaklama emrini ihlal ederek mahkemece yasaklanmış bazı kitaplarını Maine eyaletindeki Rengeley Kasabası'ndan New York'a götürdü. Reich ve Silvert mahkemeye itaatsizlik ile suçlandı. Bir kez daha Reich yasal savunmasını yapmayı reddetti ve bunun üzerine Maine'de Portland'daki mahkemeye zincire bağlanmış olarak çıkarıldı. 7 Mayıs 1956'da mahkemeye itaatsizlikten suçlu bulundu ve iki yıl hapse mahkum edildi. Ayrıca mahkeme Reich'a ait altı ton ağırlığındaki kitap, dergi ve makalenin yakılmasına karar verdi. Karar New York'un doğu yakasında 25. Cadde'deki Gansevoort çöp yakma fırınında yerine getirildi. 20. yüzyılın ortasında üstelik özgürlükler ülkesi olarak adlandırılan Amerika'da bir insanlık suçu işlendi. Wilhelm Reich 22 Mart'ta Pensilvanya eyaletindeki, Federal Cezaevi'ne gönderildi. Bu sıra dışı insan bir daha o cezaevinden dışarıya çıkamayacaktı.  Reich, 3 Kasım günü cezaevindeki yatağında ayakkabıları dışında tamamen giyinik halde ölü olarak bulundu. Orgonon'da orman içinde belirlediği bir araziye gömüldü. Ölümünde dini tören yapılmasını istemedi, sadece Franz Schubert'in bestelediği, Marian Anderson'un seslendirdiği Ave Maria şarkısı çalınmasını istedi. Reich'ın doktor arkadaşlarından Dr. Elsworth F. Baker, Reich'ın cenazesinde şunları söyledi: "Binlerce yıldır, dahası son iki bin yıldır insan ırkının kaderini değiştirecek böyle bir adam dünyaya geldi. Tüm büyük adamlara olduğu gibi; çarpıtma, iftira ve zulüm onu izledi. O hepsiyle mücadele etti, ta ki organize komplo tezgahı onu hapishaneye gönderip öldürünceye kadar.''

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder