Putlarda, totemlerde simgeleştirdikleri doğaya taptıkları için yüzyıllarca ilkellikle suçlandılar. Zalim ve yıkıcı yabanıllar olarak
nitelendirildiler. Mirasları, mabetleri, mezarları kazma küreklerle, patlayıcılarla
talan edildi. İbadetleri, gelenek ve görenekleri yasaklandı. Yaşadıkları çağlar, insanların birbirlerinin
ırzına, malına, canına kast edenlerin çağları olarak tanıtıldı. Sanki, doğadışı olgularmış gibi, sanki bugünün sözde uygarları farklı yaşıyormuş gibi poligamiyle eşcinselikle suçlandılar.
Gerçekten de ortak atalarımız bazı kesimlerin iddia ettiği gibi birbirlerini katleden, komşusunun malına, canına, namusuna göz koyan vahşiler miydi?
Gerçekten de ortak atalarımız bazı kesimlerin iddia ettiği gibi birbirlerini katleden, komşusunun malına, canına, namusuna göz koyan vahşiler miydi?
Bugün her türlü hesabı pagan atalarımızın bulduğu matematikle yapıyor, kitapları onların keşfettiği alfabeyle yazıyorsak. Noelde, sevgililer günününde, cadılar bayramında, hıdrellezde ve daha nice
dini ritüelde hala onların tanrılarını yad ediyorsak; bu sorunun yanıtı tabii ki kocaman bir hayır. Dahası, yapılmış birçok bilimsel araştırma; şiddet, savaş gibi nedenlerle ölen insan sayısının toplam nüfusa oranında binlerce yıldır ciddi bir değişiklik olmadığını ortaya koyuyor. Dolayısıyla kimse eski çağlara oranla daha barış içinde yaşadığımızı söyleyecek durumda değil.
Tüm bu düşünceleri bilincimde canlandıran, bir süre önce Bangladeş'in başkenti Dakka'daki bir olay: İslamcı bir örgüt, Yüksek Mahkeme önündeki Adalet
Tanrıçası Themis'in elinde adaleti simgeleyen teraziyi tuttuğu
heykelinin önünde gösteri yapıyor. Göstericiler, 6 aydır mahkeme binası önünde bulunan heykelin
kaldırılmasını istiyorlar. Sonunda heykel gece yarısı bir vinç yardımıyla heykel sökülüyor.
Şimdi, bu haberi aklımızın bir köşesinde tutarak, MÖ 5'bininci yıla geri
dönelim. Piramit duvarlarından, lahitler üzerindeki
kayıtlardan ve çeşitli papirüslerden derlenip bir araya getirilmiş ölüler
kitabının sayfalarını arayalım. Ve o günkü ahlak anlayışıyla bugünkü ahlak anlayışını birlikte kıyaslayalım.
Eski Mısır'da ölen insanın ölüm sonrası geleceğini belirleyecek
kararlar; kural koyucu, koruyucu, ölülerin
yargıcı Tanrı Osiris'in mahkemesinde alınırdı: Osiris tahtında
oturmaktadır. Önündeki terazinin bir kefesinde hakikati ve adaleti temsil eden bir
deve kuş tüyü, diğer kefesinde ise ölen kişinin ahlaki durumunun kaydı olduğuna
inanılan kalbi vardır. Ölüm tanrısı Osiris karşısındaki insanın ölmeden önceki yaşamını terazide
şu metindeki kriterlere göre ölçülürdü. ''Hiç kimseye kötülük etmedim. Yakınlarımı
bahtsızlığa sürüklemedim. Gerçek evinde alçaklık etmedim. Kimseyi gücünün
dışında çalıştırmadım. Benim yüzümden kimse korku duymadı, yoksulluk ve acı
çekmedi, bahtsız olmadı. Tanrıların kötü gördükleri bir şeyi hiçbir zaman
yapmadım. Kölelere kötü muamele etmedim. Kimseyi aç bırakmadım. Kimseye göz
yaşı döktürmedim. Kimseyi öldürmedim. Kimsenin kahpece öldürülmesini
emretmedim. Kimseye yalan söylemedim. Hiçbir utandırıcı davranışta bulunmadım.
Zina etmedim. Yiyecekleri eksik ve pahallı satmadım. Terazinin dirhemi üzerine
hiçbir zaman elimi basmadım. Teraziyle tartarken hiçbir zaman hile yapmadım.
Süt çocuklarının ağzından sütü uzaklaştırmadım. Hayvanları çalmadım. Tanrının kuşlarına
ağ kurup avlamadım. Ölmüş balığı tutmadım. Hiçbir arkın suyunu başka yere
çevirmedim. Ben temizim, temizim, temizim...''
Osiris tarafından yapılan bu mahkemede, hakikat ve adaleti temsil eden devekuşu tüyü, ölünün kalbinden daha hafif ise ölünün ruhu Araf’ta kalmaya mahkum edilir ve kişi ikinci kez ölürdü, tüy ağır ise kişi cennete giderdi. Mısırlılar buna inanmaktadır. Demek ki ahlaklı bir yaşam tek tanrılı dinlerin temeli olduğu kadar Pagan inanışlarının da temelidir.
Osiris tarafından yapılan bu mahkemede, hakikat ve adaleti temsil eden devekuşu tüyü, ölünün kalbinden daha hafif ise ölünün ruhu Araf’ta kalmaya mahkum edilir ve kişi ikinci kez ölürdü, tüy ağır ise kişi cennete giderdi. Mısırlılar buna inanmaktadır. Demek ki ahlaklı bir yaşam tek tanrılı dinlerin temeli olduğu kadar Pagan inanışlarının da temelidir.
Şimdi, tek tanrılı dini metinleri ve günümüz etik kuralları anımsayın. Anımsadıklarınızı Mısır Ölüler kitabının yargılama metniyle
karşılaştırın. Ve Osiris'in mahkemesinde günümüz insanlarından yüzde kaçının aklanacağını öngörmeye etmeye çalışın...
Yararlanılan Kaynak;
Düşünce Tarihi, Orhan Hançerlioğlu Remzi Kitapevi,
İstanbul