28 Şubat 2015 Cumartesi

Sosyal Medya






Artık bir sosyal psikoloji laboratuvarımız var; sosyal medya.  Burası, farklı yaşam anlayışlarını, insanların bilinçdışını, gelgitlerini doğrudan gözlem yoluyla irdelemek için harika bir laboratuvar. Tek tipleştirilmiş, bireysel benliği yok edilmiş; kendi yarattığı simgelerin, statülerin kölesi olmuş, günümüz insanın gerçekliğin dışına nasıl savrulduğunu, anormalliklerini nasıl normalleştiğini, gerçek kişiliklerle pazarlanan kişilikler arasındaki derin ayrımı analiz edilebileceğimiz harika bir laboratuvar.

Kimler yok ki bu laboratuvarda: 
Teşhirciler, şehvet düşkünleri sevgili veya seks partneri peşindeki evli bekarlar. 
İş kurmak, iş geliştirmek isteyenler, iş arayanlar. 
Düşünce savaşçıları, fikir önderleri. 
Nihilistler, pragmatistler, idealistler, hedonistler. 
Siyasetçiler, akademisyenler, patronlar, çalışanlar. 
Komünistler, muhafazakarlar, liberalistler, anarşistler...

Günlük yaşamda karşılaşılan olgularla sosyal medyadaki olgular önemli oranda örtüşmekle birlikte gerçek yaşamla sanal yaşam arasında belirgin bir ayrım var. Öyle ki, insanlar sanal ortamda eylem ve duygularını gerçek yaşama oranla çok daha cüretkar sergiliyorlar. Örneğin, makam ve güç tapınıcıları gerçek yaşamda kapalı kapılar ardında yaptığı yalakalıkları sosyal medyada ulu orta yapıyorlar. Kişisel çıkar düşkünleri sosyal medya içeriklerini paylaşanın sosyal konumu, cinsiyeti hatta o kişiden beklentileri paralelinde beğeniyorlar ya da beğenmiyorlar. Gerçek yaşamda içe kapanık bir kişilik sanal ortamda saldırgan bir kişiliğe, karşı cinse yaklaşma korkusu olan bir kişilik gerçek bir tacizciye dönüşebiliyor.    
Sosyal.medya aynı zamanda, erkekler de satiriasis, kadınlarda da nemfomani olarak adlandırılan aşırı seks düşkünlüğü hastalığı mağdurlarının en gözde platformlarından biri. Evli bekarlar, sadık eş maskeli sapıklar bu düzlemi doymak bilmez şehvetlerini tatmin etmek için kullanıyorlar. 

Oysa, sosyal medya, yeryüzünü daha yaşanır insanları daha mutlu kılacak farklı düşüncelerin, yaşam biçimlerinin tartışılması, siyasetçilerin, akademisyenlerin, sıradan insanların fikir alışverişinde bulunması, işsizlerin iş edinmesi, girişimcilerin işlerini geliştirmesi, sanatçıların eserlerini, akademisyenlerin yayınlarını paylaşması bağlamlarında müthiş olanaklar sunan bir mecra.
Burası sınırsız, bayraksız, vizesiz, gümrüksüz dünyaya açılan bir kapı; her inançtan, her ideolojiden insanın kolaylıkla karşılaşabileceği bir buluşma noktası... İnsanın, siyaset, yaşam, doğa, bilim, dostluk, sevgi, aşk sanat bağlamında düşüncelerini dilediğince ve özgürce açıklayabileceği bir vaha. Umarım bir gün doğruyu, mutluluğu bulmak, daha güzel bir dünya yaratmak ereğiyle kullanmayı öğrenebiliriz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder