Ülkemizde, yolsuzluk dendiğinde gözler haklı olarak kamu kurumlarına, kamu yöneticilerine çevriliyor. Oysa, yolsuzluk özel
sektör kuruluşlarında da en az kamuda olduğu kadar yaygın. Öyle ki, Etik ve İtibar Derneği’nin (TEİD) araştırma
şirketi Barem’e gerçekleştirdiği araştırmaya göre özel sektördeki yöneticilerin
ve çalışanların neredeyse yüzde70’i özel sektörde yolsuzluğun yaygın olduğuna inanıyor. Söz konusu araştırmada hem yöneticiler hem çalışanlar etik dışı davranışlar listesinin başına “şirket imkanlarını kişisel
amaçlı kullanmayı” koyuyorlar. Orta ve üst düzey yöneticilerin yüzde 45’i,
çalışanların yüzde 66’sı en çok karşılaştıkları etik dışı davranışın “Şirket
imkanlarını kişisel amaçlı kullanmak” olduğunu düşünüyor...
Peki, şirket olanaklarının kişisel çıkar için kullanmak ne demek? En yalın anlatımıyla, şirket kaynaklarının kişisel önceliklerle amaç dışı kullanımı demek. Örneğin: mali kaynakların etik olmayan yöntemlerle eşe, akrabaya dosta aktarılması demek. Açık veya gizli ortaklıklar yoluyla menfaat sağlama, özel harcamaların tedarikçi şirketlere ödetilmesi, üretilen mal ve hizmetlerin iş dışı amaçlarla şahıslara aktarılması demek. Verilen iş, makine, ekipman, arsa, bina alımları karşılığında komisyon alınması demek. Çalışanlardan veya tedarikçilerden hediye kastını aşan mal ve hizmetler kabul edilmesi demek.
Organizasyonların yozlaşmasına yol açan diğer etmen ise, makamdan alınan yetkinin genel ahlaki, vicdani ve insani eğilimlere aykırı olarak kişisel haz veya zevklerin tatmini için kullanılmasıdır. Örneğin; her türden ayrımcılık. Yönetenin yetkinsizliğini, hatalarını örtbas etmeye yönelik klikleşme. Tayin, atama, terfi, işten çıkarma uygulamalarında kayırma. Astlarla çıkara dayalı ilişkiler kurma. Yönetilenlerin, yöneten tarafından cinsel bağlamda kötüye kullanılmaları, istismar edilmeleri; yönetenin cinsel yönelimlerine istem dışı hedef olmaları. Duygusal taciz, psikolojik şiddet, dışlama, aşağılama, özgüvenini kırma ve mutsuz etme gibi yasalarca da suç olarak nitelendirilen bezdirici yaklaşımlara maruz kalmaları vb.
İnsan iyiyi,
doğru/yanlış karşıtlığının senteziyle kavrar. Yaşamın her alanında olduğu
gibi iş yaşamında da iyiyle kötü, eğriyle doğru
bir aradadır. Dolayısıyla yönetsel
etik ilkelerle bağdaşmayan münferit davranışlar her organizasyonda
görülebilir. Ancak yozlaşmanın nedeni münferit olaylardan ziyade; etik dışı
edimlerin bir iş yapış şekline dönüşmesi, süreklilik kazanması, yaygınlaşmasıdır. Diğer
önemli neden, tepe yönetimim etik dışı
davranışlar karşısındaki tutumudur. Yani bir yönetim bilerek veya bilmeyerek
yönetsel etik ilkelere aykırı davranışlara, hoşgörüyle yaklaşıyor veya kayıtsız
kalıyorsa yozlaşma kaçınılmaz bir sondur. Çünkü ahlaksızlığa karşı duyarsızlık, etik dışı davranışlardan maddi, manevi çıkar sağlayan kişileri, gurupları
pervasızlaştırır: Gayri ahlaki edimleri kapalı kapıların dışına taşır, gizli saklı olmaktan
çıkarır ulu orta sergilenir hale getirir, tüm organizasyonu kuşatır ve etik değerlerin içini boşaltır.
Peki, tepe yönetim neden iş etiğiyle bağdaşmayan edimlere kayıtsız kalır, görmemezlikten gelir?
Peki, tepe yönetim neden iş etiğiyle bağdaşmayan edimlere kayıtsız kalır, görmemezlikten gelir?
Bu yönetsel duruşun arkasında, ya tepe yönetimin etik dışı davranışların bir
parçası olarak suiistimallerden çıkar sağlaması ya da ortaya çıkacak rezaletlerin tepe yöneticileri
koltuğundan edecek boyut ve yaygınlıkta olması vardır. Hangi nedenden kaynaklanırsa kaynaklansın tepe yönetimin duyarsızlığı kısa ya da orta erimde iş sonuçlarının hızla kötüleştirir hatta şirketi topyekun bir
çöküşe sürükleyebilir.
Son
analizde yönetim kurullarının, genel yöneticilerin en önemli sorumluluklarından biri, şirket
içinde alınan her kararın, sergilenen her tavrın, her davranışın yönetsel etik
ilkelerle uyumlu olmasını gözetmektir.
Yönetsel kararların; tutarlı, tarafsız ve iktisadi, gerçeklere
dayanmasını; çalışanların varlık ve bütünlüğüne saygı duymasını; bilgi ve akıl
bağlamında doğru eylemlerin seçilmesini ve bu eylemlerde adalet, eşitlik,
tarafsızlık, dürüstlük, sorumluluk, saygı, açıklık, sevgi, ortak akıl, hoşgörü
gibi evrensel değerlerin temel alınmasını sağlamak tepe yönetimin vazgeçilemez delege
edilemez, sorumluluklarından biridir.
Yolsuzluğun,
adaletsizliğin, ahlaksızlığın, arsızın, hırsızın olamadığı bir dünyada
yaşamak dileğiyle.
Dinç Alkın
29.11.2015
.
Kaynaklar,
*Yönetsel,
Mesleki ve Örgütsel Yönetsel, Mesleki ve Örgütsel ETİK 5. baskı 5. baskı Prof.
Dr. İnayet Aydın
*13.6.2015
Tarihli Hürriyet Gazetesi Haberi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder